NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
هُشَيْمٌ
أَخْبَرَنَا
سَيَّارٌ عَنْ
الشَّعْبِيِّ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ اللَّهِ
قَالَ كُنَّا
مَعَ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي سَفَرٍ فَلَمَّا
ذَهَبْنَا
لِنَدْخُلَ
قَالَ أَمْهِلُوا
حَتَّى
نَدْخُلَ
لَيْلًا
لِكَيْ
تَمْتَشِطَ
الشَّعِثَةُ
وَتَسْتَحِدَّ
الْمُغِيبَةُ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
قَالَ
الزُّهْرِيُّ
الطُّرُوقُ
بَعْدَ
الْعِشَاءِ
قَالَ أَبُو دَاوُد
وَبَعْدَ
الْمَغْرِبِ
لَا بَأْسَ بِهِ
Cabir b. Abdillah'dan
demiştir ki:
Rasûlullah (S.A.V.) ile
birlikte bir yolculukta idik (sefer'den dönüp ailelerimizin yanına) girmeye
kalkıştığımızda (Rasûl-i Zişan Efendimiz):
"Yavaş olunuz,
(kadınlarınızın yanına) geceleyin (yatsı vaktinde) girelim, dağınık saçlı olan
(kadınlar) taransın, kocası gurbette olan (lar) da usturasını kullansın."
buyurdu.
Ebû Dâvûd der ki: Zühri
"Geceleyin girmekten maksat yatsıdan sonra girmektir" dedi. Akşam'dan
sonra girmekte de sakınca yoktur.
İzah:
Buhârî. cihad, nikah;
Müslim, reda', imare; Darimi, nikâh; Ahmed b. Hanbel, III, 298, 303, 355.
2776 numaralı hadis-i
şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi, geceleyin yoldan dönen bir kimsenin,
ansızın ailesinin yanına girmesi mekruhtur. Çünkü kadın, kocası için gerekli temizliği
ve süslenmeyi yapmamıştır. Kişi, karısını bu halde görünce; ondan soğuyabilir.
Bu sebeple, yoldan dönen bir kimsenin karısının yanına varmadan önce, onu
geldiğinden haberdar ederek gerekli temizliği yapmasına imkan verecek kadar
yanına varmakta, geç davranmalıdır.
Bu hadisin sonundaki
ta'likten anlaşıldığına göre; musannif Ebû Dâvûd "Seferden dönünce ev
halkına haber vermeden ansızın eve girmekle ilgili bu yasağın, seferden
yatsıdan sonra dönen kimselerle ilgili olup, akşamdan sonra seferden dönen bir
kimsenin yatsıdan önce ailesinin yanına ansızın girmesinde bir sakınca
olmadığı" görüşündedir. Çünkü akşamdan sonra ve yatsıdan önce, evine
dönen bir yolcunun karısı, gerekli temizliği yapma fırsatına sahiptir.